KÜTAHYA İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Atatürk'ün Kütahya Lisemizi Ziyaretinin 101. Yılı Anısına Program Düzenlendi

Atatürk'ün Kütahya Lisemizi Ziyaretinin 101. Yılı Anısına Program Düzenlendi

24 Mart 1923 yılında Atatürk'ün Kütahya Lisesini ziyaretinin 101. yılı dolayısıyla Kütahya Lisesi Konferans Salonu'nda program düzenlendi. Programa şube müdürleri İrfan KANIK, Hüseyin Hakan DURUM, Kütahya Lisesi okul yönetimi, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Programda ziyaret hakkında bilgi verildi ve Atatürk'ün öğretmenlere hitabı okundu.

Mustafa Kemal Atatürk, 24 Mart 1923'te ilimizi ziyaretinde Kütahya Lisesi'ne bizzat uğrayıp öğretmenler odasında öğretmelere hitaben konuşma yapmıştır. Bu ziyarete tanıklık eden kütüphaneci Mustafa Hakkı YEŞİL, kendisiyle gerçekleştirilen röportajda, bu ziyaretin Atatürk'ün Kütahya'yı ikinci ziyareti olduğunu, ziyaretin önceden halka tellallar ile duyurulduğunu, geleceği gün herkesin istasyona koştuğunu ve kendilerinin de öğrenci olarak gittiklerini belirtmiştir. Atatürk, trenle gelmiş ve yanında Latife Hanım'la birlikte ayak basmış Kütahya'ya. Kendisine tahsis edilmek istenen faytona binmeyi reddedip o zamanki dar İstasyon Caddesi'nin tozlu yolundan yürümüş şehre doğru beraberindeki kalabalıkla sohbet ederek. İlk olarak Hükümet Konağı'na çıkarmak istemişler ama Gazi, ilk gelişinde burayı görmüş olduğu için gerek duymamış ve şehrin içine doğru girmek istemiş. Önce Yeşil Cami'yi ziyaret etmiş, bizzat içine gimiş ve çok beğenmiştir. Ardından belediyeyi ve sonrasında postaneyi ziyaret etmiştir. Buradan şehre doğru yürüyerek 30 Ağustos İlkokulu karşısındaki İş Bankası'nın yerinde bulunan Azim Çini Fabrikasına gelmiş ve oradan da Ulu Cami'ye geçmiş, Ulu Cami'yi ve muhitini dolaştıktan sonra da Kütahya Lisesi'ne gelmiştir.

Mustafa Hakkı YEŞİL, o zamanki taş mektep denen yerin sultani olduğunu, kendilerinin de sultani öğrencisi olduklarını, okulun daha sonra ticaret Lisesi olduğunu ifade etmiştr. Lise müdürü ve diğer öğretmenlerle birlikte Atatürk'e çay ziyafeti verdiklerini aktaran Hakkı Yeşil, okulun zemininin o zamanlar ahşap olduğunu söylemiştir.

Atatürk, öğrenmenler odasındaki çay ziyafetinin devamında, çay ziyafetinin verildiği masada öğretmenlere hitap etmiştir. 

 

                      ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENLERE HİTABI

"Muallime Hanımlar ve Muallim Efendiler,

Bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum.

Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir.

Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz. Biz iki ordudan birincisine, vatan çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya-bütün dünya bilir, bütün dünya şahit oldu ki- pek mükemmelen sahibiz. Vatanın dört sene önce düştüğü büyük felaketten sonra, yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen bu düşmanı kutsal vatan toprağında boğup mahvetti. Yalnız bu orduya sahip olmakla, işimiz bitmiş, gayemiz bu ordunun zaferiyle son bulmuş değildir. Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır. Milletimizi gerçek mutluluğa, kurtuluşa ulaştırmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü idare şeklimizin sonsuzluğunu istiyorsak bir an önce büyük, kusursuz, nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunluluğunda bulunduğumuzu inkâr edemeyiz.

Eski idarelerin en büyük kötülüklerinden biri de irfan ordusuna layık olduğu önemi vermemeleridir. Eğer önem verilseydi, geleceği emanet ettiğimiz sizlere, gelecek kadar güvenilir bir mevki verilmesi gerekirdi. Henüz üç dört senelik hayata sahip olan milli idaremizde irfan ordusu ile layık olduğu kadar ilgilenilememiştir. Fakat buradaki mecburiyeti milletin münevverleri olan sizler elbette ki daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetimizi yalnız cephede toplamaya mecbur olduğumuz bu kısa süre içinde tabiatıyla irfan ordusuyla gereğince meşgul olamadık. Lakin Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için harcadığımız bütün emekler mutlu sonucunu verdi. Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı istekle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetimizin mutlu ve başarılı sonuçlarını aynı parlaklıkta elde edeceğiz.

Arkadaşlar, asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki birliktelik ve alakayı belirtmek için şunu da ifade edeyim, kıymetli bir eserden ordunun ruhu kumanda heyetidir deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz öğretmenler, sizler de irfan ordusunun kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal mücadelesinde üç dört senedir düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız savaşla ordunun ruhu olan kumanda heyeti değerlerinin yüksekliğini nasıl ispat etmişse, bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek savaşında da irfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim.

Bu konuda size güveniyor ve saygı ile selamlıyorum."

25-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-202425-03-2024

Yıldırım Beyazıt Mah. Erdoğan Atasoy Cad. No 37 KÜTAHYA - 0 (274) 280 43 00 / 0 (274) 280 43 22

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.